Necip Soydan (1890-3 Şubat 1959)

06 Ara

Necip Soydan (1890-3 Şubat 1959)

Necip Soydan (1890-3 Şubat 1959)

                Necip Soydan

1890’da Bursa’nın Yenişehir ilçesine bağlı Günece köyünde dünyaya gelen Necip Soydan, 93 Harbi esnasında Yunanistan’dan göç eden Hocaoğullarından Ali Efendi ile Emire Hanım’ın oğludur. Ağabeyi Osman Bey “Günece” soyadını alırken Necip Bey, “Soydan” soy ismini almıştır. Sırasıyla Yenişehir Rüştiyesi’nde, İstanbul Mercan İdadisi’nde ve Mülkiye Mektebi’nde eğitim gören Necip Bey, 1912’de Mülkiye’den “iyi” dereceyle mezun olmuştur. Fransızca ve Farsça bilen Soydan, 14 Mart 1913 tarihinde Bursa Valiliği Maiyet Memurluğuna tayin edilmiştir. 22 Temmuz 1913’te görevlendirildiği Yenişehir İlçe Özel Saymanlık Katipliğinin sonrasında 28 Haziran 1914’te Erdek, 14 Temmuz 1914’te Edremit ve 22 Ocak 1915’te Ilıca Nahiye Müdürlüklerinde iki senelik stajını tamamlamıştır. Akabinde 14 Nisan 1915’te Erzurum Valiliği emrine Tahrirat Kalemi Müsevvidi olarak görevlendirilmiştir. 23 Ağustos 1915’te Palur Nahiyesi Müdürü olmuş, bu görevdeyken 5 Temmuz 1916’da kaymakamlığa terfi ettirilmiştir. 26 Temmuz 1916’da Çarsancak (Akpazar) Kaymakamı olan Soydan, 8 Eylül 1917’de Harran, 26 Kasım 1917’de ise Raka Kaymakamlığına tayin olunmuştur. 1920’ye kadar bu görevinde kalan Necip Soydan, TBMM’nin Birinci Dönemine Ertuğrul Mebusu seçilmiştir. İnegöl’den oy almamakla beraber Söğüt’ten 46, Yenişehir’den 14, merkezden 19 olmak üzere toplamda 79 oy alarak Ankara’ya gönderilen Soydan, 23 Nisan 1920’de Meclis’in açılışında hazır bulunmuştur. 24 Nisan günü mazbatasını alan Necip Soydan’ın sicil numarası 150’dir.

Necip Bey’in yer aldığı encümenler ve görevleriyse 1’nci İçtima Senesinde Posta ve Telgraf Encümeninde katiplik, 2’nci İçtima Senesinde Layiha Encümeninde katiplik, aynı encümende 4’ncü İçtima Senesinde mazbata muharrirliği, 3’ncü İçtima Senesinde Nizamname-i Dahili Encümeninde azalık, 3’ncü İçtima Senesinde Nafia Encümeninde katiplik, 4’ncü İçtima senesinde Maarif Encümeninde azalık, 1’nci ve 3’ncü İçtima Senelerinde Dahiliye Encümeninde azalıktır. Necip Bey ayrıca 3’ncü İçtima senesinde geçici olarak oluşturulan Memalik-i Müstahlasa İçin Teşekkül Eden Encümen-i Mahsus’ta azalığı vardır. 1’nci İçtima Senesinde 1’nci Şubede, 2’nci İçtima Senesinde 2’nci Şubede, 4’ncü İçtima Senesinde 1’nci Şubede üyeliği olan Necip Bey, 3’ncü İçtima Senesinde ise 4’ncü Şubenin katipliğini üstlenmiştir. Birinci Dönemde 27 defa söz alan Soydan, gizli oturumlarda da konuşma yapmıştır. Üç soru, bir gensoru önergesi sunmuş, iki kanun önerisinde bulunmuştur. İlk olarak 29 Nisan 1920’de Meclisin gayesinin bir beyanname ile tüm dünyaya ilan edilmesine yönelik takrir sunan Necip Bey, “Şark meselesi Türklük ve İslâmlığın mahvı olduğuna şüphe kalmamıştır. Bizi evvela Avrupa’ya yakıştıramıyorlardı. Sonra Boğazların velev ki silahsız olsun bekçiliğine münasip görmediler. Şimdi de anavatanımızı Şarktan ve Garpten her hususta bizden dun ve kıymetsiz birtakım ekalliyetlere bahşediyorlar. Şimalden, Cenuptan bilâ sebep gasbeyliyorlar. Arabistan, İran, Kafkasya ve Büyük Asya ile aramızı kesmek şu halde Türk’e Asya’da dahi bir yer bırakmamak istiyorlar” izahatını yaptıktan sonra dünya kamuoyuna sulh ve sükun yanlısı olduklarının duyurulmasını isteyerek dokuz maddelik bir beyanname hazırlanmasını talep etmiştir. Kısaca Birinci Dünya Savaşı’na girilmesinden dolayı kendilerinin suçlu olmadığının belirtilip devleti hangi sebeplerin buna zorladığının, savaş sırasında yaşanan üzücü hadiselere nelerin yol açtığının, Osmanlı Devleti’nin gayrimüslimlere zor ve baskı kullanmak bir yana ayrıcalıklar tanıdığının dünyaya anlatılmasını istemiştir. Ayrıca vatanın parçalanmasına, din, ırz, namus, şerefin ayaklar altına alınmasına tahammül etmeyeceklerinin vurgulanıp Wilson Prensipleri üzerinden içeride oynanan kötülüklerden bahsedilmesini içeren bu beyannamede barış taraftarı olduklarını, savaş istemediklerini, adil olup hak talep edeni ezmenin medeniyete yakışmayacağını içeren maddeler de vardır. Necip Bey’in beyannamesine göre tüm bunların izahından sonra dünyanın umursamaması halinde sorumluluk kabul etmeyerek Türk varlığı uğrunda mücadele edeceklerinin de dünyaya hatırlatılması gerekmektedir. Yorgun olduğu hissine kapılarak Türk milletini ciddiye almayanlara 120 yıl önceki Fransa ve bugünkü Rusya halkının örnek gösterilmesini belirten bu beyannamenin düzenlenip detaylandırılabileceğini, bunun için de bir encümen oluşturulması gerektiğini ifade etmiştir.

Necip Bey’in bunun haricinde ilk yasama yılında verdiği takrirler arasında kırk arkadaşıyla beraber imzaladığı Konya Ayaklanması ile ilgili tahkikat için yedi milletvekilinden ibaret bir heyetin oluşturulması, şahsi olarak sunduğu odaları olmadığından toplanamayan encümenler için odaların tahsis edilmesi, Meclisin toplanma saatlerinin iki saat encümenler, dört saat heyet-i umumiye görüşmeleri halinde düzenlenmesi, devamlılığın da yoklama usulüyle sağlanması hakkında takrirleri vardır. Ayrıca cephe yakınlarında bazı kişilerin keyfi hareketleriyle zararlarının olduğu ve bununla ilgili olarak halkın telgraflarla ve/veya mektuplarla şikayette bulunmalarını da engellediklerini belirterek İstiklal Mahkemelerinin sorumluluk alanlarını ayda bir dolaşıp halkın istekleriyle şikayetlerini dinlemelerini ve teftişte bulunmalarını istediği bir takriri daha vardır. İnegöl ve Yenişehir’in işgali hususunda ihmalin olup olmadığı, varsa sorumlularla ilgili ne gibi kararların alınacağına ilişkin hükümete soru önergesi sunan Necip Bey, Teşkilat-ı Esasiye Kanunu’nun beşinci maddesindeki “vilayet” kelimesinin “daire” olarak değiştirilmesine yönelik bir takririn de sahibidir ve aynı kanunun 11’nci maddesine binaen idari taksimatın vilayet ve nahiye üzerinden şekillenmesini, kazaların kaldırılmasını da teklif etmiştir. Birinci Yasama Yılında yaptığı konuşmaların ilkinde Yunan mezaliminin bilinenden çok daha fazla olduğuna dikkat çeken Necip Bey, Yunanların yanı sıra Osmanlılığın, İslamlığın ve Türklüğün şerefini, özellikle de Osmanlı askeri şerefini küçük düşüren bazı “hapishane kaçkını cani, rezil, namussuz cebin adamların” olduğunu ve vatanı mahveden bu kesimlerin varlığının inkar edilmemesi gerektiğini söylemiştir. Millet kurtarılıp Halkçılığa gidilecekse öncelikle böylesi “çapulcuların” ortadan kaldırılması gerektiğini belirten Soydan, himaye edilmedikleri takdirde millet tarafından bu kesimin 24 saatte temizlenebileceğini söyleyerek bunun doğuracağı anarşi ortamının mevcut durumdan daha kötü olmayacağını vurgulamıştır. Askerden firar edenlerin tüm aile fertlerinin İstiklal Mahkemelerine sevkiyle ilgili görüşmeler sırasında yaptığı bir diğer konuşmasında Kütahya’da yaşanan bir hadiseden bahsetmiş ve bazı subayların hakimlerin çalışmalarına müdahalede bulunduklarını söylemiştir. 1920 senesi Nafia Vekaleti bütçesine dair görüşmelerde de söz alan Necip Bey, bu bakanlığı gereksiz görenlere ve bakanlıkta çalışmayan memurların olduğunu söyleyenlere yönelik konuşmasında Nafia Vekaletinin en gerekli bakanlıklardan biri olduğunu belirterek “şayet bizde çok mühendis varsa- benim kanaatimce kâfi miktarda değildir- keşke bizde mühendis, muallim, doktor gibi fen ve ilim memurları çok olsa da hatta oldukları yerde onlara maaş versek. Eğer mühendis çoksa ve iş görmüyorlarsa onlara iş gördürmeli ve onlardan istifade etmeliyiz” demiştir. Bu yasama yılında Meclis’e getirilen Ağnam Vergisinin artırılmasına yönelik kanuna da ret oyu veren Necip Bey, oyun kağıtlarından alınan verginin arttırılmasıyla ilgili kanunu ise kabul etmiştir.

İkinci Yasama Yılında ilk olarak “Sekiz Milyon Liralık İkinci Avans Kanunu” görüşmelerinde söz alan Necip Bey, Muvazene-i Maliye Encümeni tarafından iki aylığına istenen bu paranın fazla olduğunu belirtmiş; Moskova Antlaşması’na yönelik Muhtar Paşa’nın açıklamaları esnasında ise Batum’la ilgili gelişmeleri hükümetin hatası olarak değerlendirmiştir. Memurin Muhakematı Kanunu’nun tadili konusunda, Layiha Encümeni Mazbata Muharriri sıfatıyla söz alarak memurların yargılanmasıyla ilgili konuşmuş ve olası bir suiistimalde sorgu hakiminin yahut kaymakamın değil, memurun görev yaptığı dairenin yetkilisinin soruşturma açmasının daha doğru olacağını savunmuştur. Şurayı Devlet için oluşturulacak encümenlerin üyelerinin seçimine yönelik bir teklifi de olan Necip Bey’in açılacak umumi müfettişliklerle ilgili kanun teklifi görüşmeleri esnasında bir yerde hem umumi, hem şube müfettişliklerinin, hem İstiklal Mahkemesinin ve hem de mebusların teftişlerinin fazla olacağından hareketle bu müfettişliklerin İstiklal Mahkemesinin olmadığı yerlerde kurulmasının doğru olacağını söyleyerek ilgili kanunun ikinci maddesindeki “Bilecik” ifadesinin de “Ertuğrul” olarak değiştirilmesini teklif ettiği görülmektedir. Aynı yasama yılında gündeme gelen Nevşehir kasabası Katolik Reis-i Ruhanisi Ohannes Efendi’ye verilen üç sene kürek cezasının yeterli olmadığını söyleyen Necip Bey aynı dönemde, Rus altınları ile ilgili Maliye Vekaletine gensoruda bulunmuş ve hazine tarafından 615 kuruşa verilen Rus altınının sonradan neden 750 kuruşa verilmeye başlandığına cevap istemiştir. İşgalden kurtarılan yerlere yapılacak yardımla ilgili görüşmeler sırasında özellikle Doğu illeri konusunun açıldığına dikkat çeken Necip Bey, Yunan istilasına uğramış yerlerin işgal sırasında ve mevcut süreçte yaşadığı sıkıntıları dile getirdiği, buralara destek verilmesini istediği görülmektedir. Necip Bey’in bu yasama yılında dikkat çektiği bir diğer konu ise Ankara’nın temizliği olmuş; konuyla ilgili ilk olarak Sıhhiye ve Muavenet-i İçtimaiye Vekaleti’ne takrir sunan ve fakat yanıt alamayan Necip Bey, bu defa Dahiliye Vekili Ali Fethi (Okyar) Bey’e aynı soruları yöneltmiştir. Göz önündeki caddelerin “yangın yerleri, mezarlıklar, mezbele yığınları ve lâşelerle dolu” olduğunu, “umumi abdesthane ve lağım olmadığından” buraların kirlendiğini, “kışlık pastırma için yüzlerce gebe inek, koyun ve keçi kesilmesinin” hazineye darbe vurduğunu, üç hamam olmasına karşın sadece bir tanesinin denetimsiz olarak işliyor olmasının yetersizliğini içeren eleştirilerini Ankara Vilayet-i Sıhhiye Müdüriyeti ve Belediyesi’ne yönelterek bunların yapılmasının gerekliliğine dikkat çekmiştir. Ali Fethi Bey’in yanıtlarından tatmin olmayan Necip Bey’in Ali Fethi Bey’e oldukça uzun ve eleştirel bir cevap verdiği görülmektedir.

Son olarak bu yasama yılında Müdafaa-i Milliye ve Erkan-ı Harbiye-i Umumiye Riyaseti’ne sunduğu takrirle askerlere iyi muamele edilmesine yönelik temennide bulunan Necip Bey, 2 Temmuz 1921 tarihli Avans Kanununu reddeden yedi milletvekilinden de biri olmuştur. Üçüncü Yasama Yılında ilk olarak Tevhid-i Zabıta ve Tesri-i Adalet hakkında kanun teklifinde bulunmuş; bir önceki dönemden devam edegelen İdare-i Kura ve Nevahi Kanunu lâyihası görüşülürken ilk olarak “Osmanlı” ifadesinin Teşkilat-ı Esasiye’ye aykırı olduğu gerekçesiyle, “Türk” tabirinin de sadece Türkleri kapsaması sebebiyle “vatandaş” denmesini teklif etmiştir. İkinci olarak layihadaki 21 yaşını bitirmiş olmak şeklindeki seçmen yaşı şartının 25 olarak değiştirilmesi gerektiğine yönelik teklif sunmuştur. Aynı layihanın yaklaşık bir yıl sonraki görüşmelerinde ise ilgili kanunun önemini ve artık geciktirilmemesi gerektiğini savunan Necip Bey, sadece askeri mücadele için TBMM’de olmadıklarını, toplumsal inkılaplar yapmaları gerektiğini; bunun da ancak bu kanunların gerçekleştirilmesiyle mümkün olabileceğini ifade etmiştir. Aynı kanunla ilgili bir ay sonrasında da bu kanunun bir an önce çıkartılması gerektiğine dair konuşmuştur. Necip Bey’in söz aldığı bir diğer konu Akarat Vergisinin arttırılmasıyla ilgili kanun layihası görüşmeleri kapsamında olmuş; han, hamam ve otellere yönelik vergiyi eleştirmemekle birlikte meskenlere getirilen % 10’luk verginin kiralara % 50 zamma neden olacağını, bunun da memurlara ve maaşlı çalışanlara yük olacağını belirtmiştir. Yapılan kanunların tümünde kira ve kazanç sahiplerinden hiç para alınmazken yükün fakire ve köylüye yüklenmesine dikkat çeken Necip Bey, öncelikle İcar ve İsticar Kanununun çıkartılması gerektiğini düşünmektedir

1922 yılı Emniyet-i Umumiye Bütçesi görüşmeleri sırasında da söz alan Necip Bey, köylerin en güvenilir yerler olduğundan bahisle jandarma, polis, inzibat gibi asayiş görevlilerinin kaldırılarak yerine köylerde saygınlığı olanların meydana getireceği teşkilatların kurulmasını dile getirmiştir. İcra Vekillerinin İntihabına Dair Kanun layihasındaki ikinci maddenin değiştirilmesine yönelik teklifte bulunanlar içinde de yer almıştır. Aksaray Mahkemesi tarafından Hıyanet-i Vataniye’den üç yıl küreğe mahkum edilen Mıgırdıçoğlu Karabet hakkındaki Adliye Encümeni mazbatasıyla ilgili de söz alan Necip Bey, bu konuların Meclis’e vakit kaybettirdiğinden ve zaten hükmün mahkemeden geçtiğinden hareketle TBMM’nin mahkeme haline getirilmemesini istemiştir. Kendisinin bu dönemde verdiği takrir, telgrafla gönderilen havalelerin gecikmesine yöneliktir. Lozan’dan önceki süreçte verilen “Yunanlılardan Tahlis Olunan Mahallerde Menhubat Komisyonlarının Sureti Teşkiliyle Vezaifine Dair Kanun”, “Düşmandan Kurtarılan Memleketlerde Teşkil Olunan Muvakkat Mahakimi Cezaiyeye Dair Kanun Lâyihası”, “Kurtarılan Memleketlere Gönderilecek Fevkalâde Heyetler Hakkında Kanun”, “Osmanlı İmparatorluğunun Münkariz Olduğuna ve Yeni Türkiye Hükümetinin Onun Vârisi Bulunduğuna ve Makamı Hilâfetin Esaretten Kurtulacağına Dair Takrir”de imzası olan mebuslardan birisidir. Ayrıca Lozan Konferansı öncesinde Tevfik Paşa’dan gelen telgrafla ilgili “Kendilerinde mevcudiyet tevehhüm etmek ve Hükümet süsü vermek suretiyle işlere karışmaları cinayeti azîme olduğunun ve badema bu gibi hareketlerde devam etmemeleri lüzumunun cevaben İstanbul’a ihtarını teklif eylerim” şeklinde sunduğu takriri vardır.

Kocası, oğlu veya kardeşi askerlikten firar ettiği için sürgün edilen ailelerin affına dair kanun layihası görüşmelerinin Müdafaa-i Milliye Vekili Kazım (Özalp) Paşa’nın hastalığı, İcra Vekilleri Reisi Rauf (Orbay) Bey’in harici işlerle meşguliyeti sebepleriyle ertelenmesini isteyen Maliye Vekili Hasan Fehmi Bey’den sonra söz alan Necip Bey, hükümet üyeleri olmasa da bu konunun bir an önce konuşulmasını ve Meclis’in alacağı kararın hükümete bildirilmesinin yeterli olacağını söylemiştir. Hükümetin, Meclis’in kararlarını içeride ve dışarıda çürütmekle meşgul olduğunu, Meclis’in dinlenmediğini ve Meclis hakimiyetinin anlaşılmadığını belirtmiştir. Hükümetin halkın vekillerine saygı göstermediğinden bahisle Halkçılığın sözde kaldığına vurgu yapmıştır. Necip Bey’in verdiği bir diğer teklif işgal sırasında çok zarar gören ve Aşarı ihale olunduktan sonra işgale uğrayan Kütahya, Afyon, Eskişehir, Ertuğrul gibi yerlerin 1919-1921 arasındaki borçlarının silinmesine yöneliktir. Vekilliği sürecinde köylülerle ilgili sıkça talepte bulunan Necip Bey’e göre zaferin ardından memurlar ve zabitler rahatlamış, tüccarlarla esnaf işlerini yoluna koymuş; ancak çiftçiler tohum, çift hayvanı, yiyecek gibi yoksunluğunu çektiği şeylerden dolayı sıkıntılarından kurtulamamıştır. İşgal sürecinde köylülere eziyet edenlerin gereken cezaları almamasının da çiftçileri huzursuz ettiğini belirten Necip Bey, adalet konusuna dikkat çekmiş ve İstiklal Mahkemeleri seçimlerinin bir an önce yapılmasını, kontrol heyetlerinin çalışmaya başlamasını önermiştir. Dördüncü Yasama Yılında ise sadece Dahiliye Vekaletinden jandarmalar hakkında temenni takriri bulunmaktadır.

Gizli Celselerde de aktif olduğu görülen ve birçok konuda söz alan Necip Bey’in ilk olarak Londra Konferansı’na bağımsız olarak gidilmesine yönelik bir takriri, Ertuğrul Mebusu Mustafa Kemal ve İzmit Mebusu Halil İbrahim Beylerle birlikte verdiği görülmektedir. Bu takrirde konferansa kimlerin gitmesi gerektiği de şu şekilde eklenmiştir: “Yunus Nadi Bey (Aydın), Mahmud Esad Bey (İzmir), Muhtar Bey (İstanbul), Vehbi Bey (Karesi), Vehbi Efendi (Konya), Ali Şükrü Bey (Trabzon), Sırrı Bey (İzmit), Celâlettin Arif-Bey (Erzurum)”.

Necip Bey’in bir diğer takriri Fransızlarla yapılacak itilafnameye yönelik görüşmeler esnasında olmuş ve Doğudan gelen milletvekillerinin bu bölgenin mevcut durumu hakkında açıklamalarda bulunmasını istemiştir. Başkomutanlık Kanunu’nun süresinin uzatılmasıyla ilgili olarak Meclis yetkilerinin tamamen verilmesini istemediğini söyleyen Necip Bey, milletin kendilerini bir kenara çekilip oturmaları için Ankara’ya göndermediğini belirtmiştir. Af dileyen eşkıyanın soruşturmalarının ertelenmesi konusunda ise özellikle Katil İlyas’ın affına dair hususta bu şakiyi yakalayana bin lira ödül verilmesini içeren bir takrir sunmuştur. Bunun dışında Menteşe Mebusu Yunus Nadi Bey’le arkadaşlarının hükümete itimadı hususunda, İşgal Devletlerinin 15 Nisan 1922 tarihli notasına verilecek cevabi nota hakkında, İstiklal Mahkemesi üyelerinin üç ayda bir yapılan seçimlerle yenilenmesiyle ilgili, İstanbul’daki memurlara maaş ödenmesi hakkında ve Lozan kapsamında İstanbul ve Doğu Trakya’yla alakalı Rauf Bey’in açıklama yapması için takrirleri de vardır. Ayrıca Lozan Konferansı’nın ara döneminde yapılan görüşmelerde, Batılı devletlerin sunduğu projelerin bağımsızlığımızı bozacak ölçüde olduğu için reddedilmesini, düşman askerinin memleketi tamamen tahliye etmesini, gerekirse yeniden harbin zaruri olduğunu içeren 129 imzalı takrirde de yer almıştır. İlk dönemin İkinci Grupta yer alan isimlerinden biri olan Necip Bey’in mebusluğu ikinci dönemde devam etmemiştir.

Necip Bey’in 30 Haziran 1923’te siyasi yaşamı sona ererken memuriyet talebi üzerine 14 Temmuz 1923 günü kendisi Söğüt Kaymakamlığına tayin olunmuştur. Daha sonra sırasıyla 6 Aralık 1925’te Aziziye (Emirdağ), 27 Ağustos 1927’de Nazimiye, 10 Aralık 1930’da Gediz, 17 Eylül 1933’te Mudurnu Kaymakamlıklarına atanmıştır. 16 Ağustos 1934’te Seyhan Vilayeti İdare Heyeti, 28 Ağustos 1936’da ise Sivas Vilayeti İdare Heyeti azalıklarına görevlendirilmiştir. 12 Ocak 1939’da İçişleri Bakanlığı Mahalli İdareler Umum Müdürlüğü’ne Şube Müdürü; 18 Mart 1940’ta Nüfus İşleri Umum Müdürlüğü Şube Müdürü olarak atanmıştır. Bakanlık bünyesinde üstlendiği Dördüncü Şube Müdürlüğü görevi ise 4 Nisan 1941’de Niksar Kaymakamlığına tayin edilmesine değin devam etmiştir. Akabinde 25 Haziran 1942’de yapılan naklen ataması neticesinde 6 Temmuz günü Zile Kaymakamlığı görevine başlamıştır. Yaklaşık üç sene sonrasında, 3 Mart 1945 tarihli karar üzerine Sivas Vali Yardımcısı olmuştur. Bu görevi esnasında 16 Mart 1945’te Gürün Kaymakamlığına, 10 Mayıs 1945’te Hafik Kaymakamlığına naklen tayini uygun görülmüştür. 6 Ağustos 1946’da yeniden Sivas Vali Yardımcılığına getirilen Soydan, bu vazifesi devam ederken kendi isteği üzerine 16 Temmuz 1948’de emekliye ayrılmıştır. 3 Şubat 1959’da vefat etmiş ve Yenişehir İlçe Mezarlığına defnedilmiştir. Necip Soydan, Güneceli Molla Mustafa ailesinden Vecihe Hanım ile evlenmiş olup bu evliliğinden Ali, Celadet, Doğan isimlerinde üç erkek çocuğu dünyaya gelmiştir.

Selma GÖKTÜRK ÇETİNKAYA

KAYNAKÇA

CA, 30.11.1.0/128.1.8.

CA, 30.11.1.0/145.8.6.

CA, 30.11.1.0/154.20.4.

CA, 30.11.1.0/173.5.8.

CA, 30.11.1.0/174.7.5.

CA, 30.11.1.0/175.12.11.

CA, 30.11.1.0/177.21.9.

ÇOKER, Fahri, Türk Parlamento Tarihi, Milli Mücadele ve TBMM I. Dönem (1919-1923), Cilt I, Türkiye Büyük Millet Meclisi Vakfı Yayınları, Ankara 1994.

ÇOKER, Fahri, Türk Parlamento Tarihi, Milli Mücadele ve TBMM I. Dönem (1919-1923), Cilt III, Türkiye Büyük Millet Meclisi Vakfı Yayınları, Ankara 1993.

TBMM Arşivi, Necip Soydan’ın Seçim Mazbatası, 24 Nisan 1920.

TBMM, TBMM Albümü, Yenigün Matbaası, Ankara 1920.

TBMM, TBMM’nin 25’nci Yıldönümünü Anış, 1. Dönem TBMM Albümü, TBMM Basımevi, Ankara 23 Nisan 1945.

TBMMGCZ, 1. Devre, 8. Cilt, 145. İçtima, 5 Şubat 1921.

TBMMGCZ, 1. Devre, 13. Cilt, 96. İçtima, 18 Ekim 1921.

TBMMGCZ, 1. Devre, 14 Cilt, 102. İçtima, 31 Ekim 1921.

TBMMGCZ, 1. Devre, 16. Cilt, 147. İçtima, 19 Ocak 1922.

TBMMGCZ, 1. Devre, 16. Cilt, 154. İçtima, 4 Şubat 1922.

TBMMGCZ, 1. Devre, Cilt 17-18, 3. İçtima, 6 Mart 1922.

TBMMGCZ, 1. Devre, Cilt 19, 32. İçtima, 22 Nisan 1922.

TBMMGCZ, 1. Devre, Cilt 21, 80. İçtima, 26 Temmuz 1922.

TBMMGCZ, 1. Devre, Cilt 22, 91. İçtima, 26 Ağustos 1922.

TBMMGCZ, 1. Devre, Cilt 24, 136. İçtima, 11 Kasım 1922.

TBMMGCZ, 1. Devre, Cilt 26, 177. İçtima, 20 Ocak 1923.

TBMMGCZ, 1. Devre, Cilt 27, 182. İçtima, 28 Ocak 1923.

TBMMGCZ, 1. Devre, Cilt 28, 6. İçtima, 6 Mart 1923.

TBMMGCZ, 1. Devre, Cilt 28, 10. İçtima, 24 Mart 1923.

TBMMZC, 1. Devre, 1. Cilt, 7. İçtima, 29 Nisan 1920.

TBMMZC, 1. Devre, 6. Cilt, 101. İçtima, 22 Kasım 1920.

TBMMZC, 1. Devre, 6. Cilt, 102. İçtima, 25 Kasım 1920.

TBMMZC, 1. Devre, 6. Cilt, 103. İçtima, 27 Kasım 1920.

TBMMZC, 1. Devre, 6. Cilt, 105. İçtima, 29 Kasım 1920.

TBMMZC, 1. Devre, 6. Cilt, 111. İçtima, 9 Aralık 1920.

TBMMZC, 1. Devre, 6. Cilt, 113. İçtima, 13 Aralık 1920.

TBMMZC, 1. Devre, 6. Cilt, 114. İçtima, 14 Aralık 1920

TBMMZC, 1. Devre, 7. Cilt, 132. İçtima, 10 Ocak 1921.

TBMMZC, 1. Devre, 8. Cilt, 150. İçtima, 14 Şubat 1921.

TBMMZC, 1. Devre, 9. Cilt, 10. İçtima, 21 Mart 1921.

TBMMZC, 1. Devre, 9. Cilt, 11. İçtima, 24 Mart 1921.

TBMMZC, 1. Devre, 10. Cilt, 31. İçtima, 9 Mayıs 1921.

TBMMZC, 1. Devre, 11. Cilt, 45. İçtima, 2 Temmuz 1921.

TBMMZC, 1. Devre, 12. Cilt, 61. İçtima, 4 Ağustos 1921.

TBMMZC, 1. Devre, 12. Cilt, 66. İçtima, 25 Ağustos 1921.

TBMMZC, 1. Devre, 18. Cilt, 88. İçtima, 6 Ekim 1921.

TBMMZC, 1. Devre, 18. Cilt, 99. İçtima, 24 Ekim 1921.

TBMMZC, 1. Devre, 15. Cilt, 136. İçtima, 29 Aralık 1921.

TBMMZC, 1. Devre, 16. Cilt, 144. İçtima, 14 Ocak 1922.

TBMMZC, 1. Devre, 14. Cilt, 105. İçtima, 5 Kasım 1921.

TBMMZC, 1. Devre, 25. Cilt, 144. İçtima, 23 Kasım 1922.

TBMMZC, 1. Devre, 25. Cilt, 156. İçtima, 14 Aralık 1922.

TBMMZC, 1. Devre, 19. Cilt, 28. İçtima, 16 Nisan 1922.

TBMMZC, 1. Devre, 20. Cilt, 48. İçtima, 5 Haziran 1922.

TBMMZC, 1. Devre, 21. Cilt, 70. İçtima, 8 Temmuz 1922.

TBMMZC, 1. Devre, 24. Cilt, 129. İçtima, 30 Ekim 1922.

TBMMZC, 1. Devre, 25. Cilt, 153. İçtima, 9 Aralık 1922.

TBMMZC, 1. Devre, 25. Cilt, 157. İçtima, 16 Aralık 1922.

TBMMZC, 1. Devre, 25. Cilt, 158. İçtima, 18 Aralık 1922.

TBMMZC, 1. Devre, 26. Cilt, 163. İçtima, 27 Aralık 1922.

TBMMZC, 1. Devre, 26. Cilt, 168. İçtima, 4 Ocak 1923.

TBMMZC, 1. Devre, 26. Cilt, 164. İçtima, 28 Aralık 1922.

TBMMZC, 1. Devre, 28. Cilt, 7. İçtima, 8 Mart 1923.

Cumhuriyet, “Dahiliyede Tayinler”, 9 Nisan 1941, s. 3.

Ulus, “Kaymakamlar Arasında”, 11 Ağustos 1945, s. 5.

DEMİREL, Ahmet, İlk Meclis’in Vekilleri Milli Mücadele Döneminde Seçimler, İletişim

Yayınları, İstanbul 2023.

MÜCELLİDOĞLU ÇANKAYA, Ali, “Son Asır Türk Tarihinin Önemli Olayları ile Birlikte” Yeni Mülkiye Tarihi ve Mülkiyeliler (Mülkiye Şeref Kitabı), Cilt 4, Mars Matbaası, Ankara 1969.

YÜCE, Turgut, “1. Dönem Milletvekillerimizden Yenişehirli Necip Soydan (1890-1959)”, https://ayrintigazetesi.com/yazarlar-pa/turgut-yuce-yazarlar/1-donem-milletvekillerimizden-yenisehirli-necip-soydan-1890-1959/ (Erişim Tarihi: 20 Haziran 2024).

 

11/12/2024 tarihinde https://ataturkansiklopedisi.gov.tr/bilgi/necip-soydan-1890-3-subat-1959/ adresinden erişilmiştir

Benzer Yazılar