Faik Fikri Bey (Güngören) (1884-1956)
Faik Fikri Bey (Güngören) (1884-1956)
Birinci Dönem TBMM’nin Genç Sancağı milletvekillerinden olan Faik Fikri Bey, eski Siirt Mutasarrıfı Süleyman Faik Bey’in oğlu olarak 1884 yılında Elazığ’da dünyaya gelmiştir. İlk ve orta eğitimini Elâziz İptidai Mektebi ve Askerî Rüştiyesinde almış, lise eğitimini ise Mülkiye İdadisinde tamamlamıştır. Yüksek tahsilini Darülfünun Edebiyat şubesinde tamamladıktan sonra Kasım 1908’de Davut Paşa İdadisi’ne edebiyat öğretmeni olarak atanmıştır. Bir müddet bu vazifesini sürdürdükten sonra öğretmenlik mesleğini bırakmış, memuriyet hayatına polis olarak devam etmiştir. Polislik mesleğine geçtikten kısa bir süre sonra görevinde yükselerek 12 Kasım 1909’da “Başkomiser” rütbesiyle İstanbul Emniyet Müdürlüğü emrine ataması yapılmıştır. Bu vazifede yaklaşık 18 ay hizmet ettikten sonra Haziran 1911’de rütbesi emniyet amirliğine yükseltilmiştir. İstanbul Emniyet Müdürlüğü bünyesindeki bu görevi daha sonra kendisine tevdi edilecek olan, bu günkü ifadesiyle, il emniyet müdürlüğü görevleri için önemli bir basamak olmuştur. Faik Fikri Bey, emniyet amirliğine yükseldikten yaklaşık 7 ay sonra, 25 Şubat 1912’de, Van Polis Müdürlüğüne atanmıştır. İki yıl kadar Van’da bu vazifeyi sürdürdükten sonra sırasıyla 15 Temmuz 1914’te Halep, 7 Ekim 1916’da Hüdavendigar (Bursa), 30 Mart 1919’da Aydın (İzmir) Polis Müdürlüğü vazifelerine getirilmiştir. Buradaki memuriyeti sırasında, bazı kaynaklara göre İzmir’in işgalini kabullenememesi ve Millî Mücadele yanlısı olması nedeniyle, Ağustos 1919’da görevinden azledilmiş, bir müddet açıkta kaldıktan sonra 8 Kasım 1919’da Malatya Mutasarrıf Vekili olarak atanmıştır. Faik Fikri Bey’in daha sonraki görev yeri Eğin Kaymakamlığı olmuş, bu vazifesini sürdürürken 3 Mayıs 1920’de TBMM’nin I. Dönemi için yapılan seçimde Genç Sancağı milletvekilliğine seçilmiş, böylece Meclisin idareci kökenli 49 milletvekilinden biri olmuştur. Milletvekili seçilmesi münasebetiyle Eğin’deki vazifesini bırakarak hemen TBMM’ye katılması gerekirken bir müddet Meclise katılmamış, 10 Mayıs 1920’de TBMM’ye yazdığı telgrafla “uzun müddetten beri devam eden hastalığı nedeniyle Meclise iki ay daha katılamayacağını bildirerek” Meclisten izin istemiştir. Faik Bey’in izin talebi ilk aşamada Mecliste kabul edilmemiş, Meclisin “bir an önce Meclise katılması gerektiği” yönündeki görüşü kendisine bildirilmiştir. Bu mesele birkaç gün sonra, 19 Mayıs 1920’de, bu defa farklı bir gerekçe ile tekrar Meclisin gündemine gelmiştir. Dahiliye Vekaleti hazırladığı bir tezkere ile “Dersim Kürtlerinin Dersim’in bazı köylerine vâki olan tecavüzlerine karşı Faik Bey’in aldığı tedbirlerin neticelerinin alınmaya başladığı sırada kendisinin bölgeden ayrılmasının yeniden eşkıyanın tecavüzüne cesaret verebileceğinden” bahisle Faik Bey’in 2 aylık izin talebinin Meclis tarafından kabul edilmesi istenmiş, neticede talep Mecliste kabul edilmiştir. Faik Fikri Bey’in seçim mazbatası 8 Temmuz 1920’de TBMM’de okunarak Genç Milletvekilliği Meclis tarafından onaylanmış ise de kendisi ancak 12 Kasım 1920’de fiilen Meclise katılabilmiştir.
TBMM’nin birinci döneminde Faik Fikri Bey tarafından temsil edilen Genç, Mondros Mütarekesi’nden sonra vatan toprakları içinde kalan Bitlis vilayetine bağlı merkezi Genç olan 35 mülhak livadan biriydi. Mülhak livalar, ayrı bir tüzel kişiliği ve genel Meclisi olmayan, hususi (özel) bütçeleri, bağlı oldukları vilayetin hesabına devredilen yönetim birimleridir. 1920 yılının sonlarına doğru mülhak livalar birer birer müstakil hale getirilmeye başlanmış; bu süreçte evvela Muş sancağı müstakil hale getirilmiş, Muş’un müstakil sancak haline getirilmesi ile Genç sancağının Bitlis merkez sancağı ile bağlantısı kesilmiş bu durum livanın müstakilen idaresini zaruri hale getirmiştir. Bu durum üzerine Genç, Bakanlar Kurulunun önerisi, TBMM’nin onayı ile bağımsız liva (il) haline getirilmiş ve 09.12.1920 tarihinden itibaren müstakilen idare olunmaya başlanmıştır. Genç ilinin adı, 24.10.1926 tarih ve 4248 sayılı Kararnameyle Bingöl olmuştur.
TBMM’de tutulan devamsızlık kayıtlarına göre Faik Fikri Bey’in Meclise bir müddet geç katıldığı görülmektedir. 1920 yılı Temmuz ayının sonlarına kadar izinli olduğu anlaşılan Faik Fikri Bey’in izninin sona erdiği tarihten sonra bir müddet de “izinsiz” olarak Meclis oturumlarına katılmadığı anlaşılmaktadır. Faik Fikri Bey, Meclise henüz katılmadığı dönemlerde İrşat Encümenine seçilmiş ancak fiilen Mecliste olmadığından bu komisyonun ilk faaliyetlerinde görev alamamıştır. 1920 yılının Temmuz ayında Mustafa Kemal Paşa, cepheleri ziyaret etme kararı almış, ziyaret heyetinde ulemadan ve milletvekillerinden da bazı kişilerin bulunmasını istemiştir. Mesele Meclisin gündemine gelince, gidecek olan heyette yer alacak olan kişilerin kura ile seçilmesine ve bu suretle heyette yer alacak kişilerin belirlenmesine karar verilmiştir. Çekilen kurada Faik Fikri Bey’in de ismi çıkmış ise de o sırada Mecliste bulunmadığından cephelere gidecek heyetin içinde yer alamamıştır.
Faik Fikri Bey, Milletvekili seçildiği sırada Dersim sancağında meydana gelen birtakım olayları engelleme göreviyle iştigal ettiğinden izinli sayılmış, Meclise ancak 12 Kasım 1920 tarihinde katılabilmiştir. Faik Fikri Bey, tespit edilebildiği kadarıyla, bu tarihten itibaren görevde kaldığı süre boyunca Mecliste 12 kanunun görüşmelerine katılmış, iki kanuna “red” oyu verirken on kanuna ise “kabul” oyu vererek destek olmuştur.
Faik Fikri Bey, Meclis çalışmalarına katıldığı tarihten TBMM’nin birinci dönem çalışmalarına nihayet verildiği 16 Nisan 1923 tarihine kadar, çeşitli şekillerde yasama faaliyetlerine katılmış, münferit ya da müşterek birçok önergenin hazırlanmasında rol almış, birçok kanun teklifinin müzakerelerine katılarak katkı sunmuş, bazı hususlarda da fikirlerini sözlü olarak Mecliste ifade etmiştir.
Faik Fikri Bey Mecliste görev aldığı süre boyunca Meclisteki siyasi hizipleşmelere mesafeli durmuş, grupların içinde doğrudan yer almamış ise de bazı çalışmalarda, “birinci grup ile hiçbir zaman ilişkisi olmayan ancak ikinci gruba yakınlık duyan milletvekilleri” arasında gösterilmiştir. Faik Fikri Bey bu yaklaşım içinde görev süresi boyunca birçok kanun teklifine katkı sunmuş, hazırlanmasında görev almıştır. Öğrenci ve öğretmenlerle birlikte din görevlilerinin askerlik yükümlüklerinin tecil edilmesine ilişkin kanun teklifi Fikri Bey’in katkı sunduğu kanun tekliflerinden biridir. Antalya Milletvekili Rasih Bey’in talebe ve öğretmenlerin askerlikten muaf tutulmasına ilişkin kanun önerisi Mecliste tartışıldığı sırada, farklı bir öneri ortaya atılmış, Faik Bey bir grup milletvekili ile sadece talebe ve öğretmenlerin değil, bütün müderrislerle birlikte cami ve mescit görevlerinin ve tekke şeyhlerinin de tecil kapsamına alınmasına ilişkin bir kanun önerisi vermiştir. Ancak ilgili öneri Mecliste kabul edilmemiştir.
Faik Bey’in de içinde bulunduğu bir grup milletvekilinin öneri vermek suretiyle dahil olduğu bir başka konu, Konya isyanını araştırmak üzere kurulan komisyonun üyelerinin Meclis tarafından seçilmesi meselesidir. 1920 yılının sonlarına doğru, Ekim ayının başında, Konya’da TBMM Hükümeti’ne karşı Delibaş isyanı başlamış, asiler tarafından Konya’nın ele geçirildiği isyan Isparta’ya kadar yayılarak hükümeti zor durumda bırakmış; sert müdahalelerin ardından ancak Kasım ayının ortalarında bastırılabilmiştir. Bu gelişmeler üzerine TBMM Başkanı Mustafa Kemal Paşa, Meclis başkanlığına bir önerge vererek Konya hadisesini araştırmak ve açık bir şekilde aydınlatmak üzere özel bir komisyon kurulmasını, bu heyete Meclisten Çorum milletvekilleri Ferit ve Fuat beyler ile Sinop Milletvekili Şevket beylerin de katılmasını istemiş, bu hususta Meclisten izin talep etmiştir. Bu talep, Faik Bey’in de içinde olduğu bir grup milletvekili tarafından olumlu karşılanmamış; bu grup Meclise bir önerge vererek komisyonda yer alacak üyelerin Heyet-i Vekile tarafından değil, Meclis tarafından seçilmesini, meseleyi tetkik etmek üzere 7 kişilik bir heyet oluşturulmasını, üyelerinin de seçimle belirlenmesini istemiştir. Meclise sunulan önergede ayrıca; Konya’da çıkan ve hükümetçe kısa sürede bastırılan isyanın sebepleri ve bastırılma sürecine ilişkin tafsilatlı bilgiye ihtiyaç olunduğu, isyanın bastırılması sırasında yapılan uygulamaların bir kısım insanları mağdur etmiş olabileceği, suçsuz olduğu halde istiklal mahkemeleri eliyle en ağır şekilde cezalandırılan ya da suçlu olduğu halde kayrılmış olan kimseler var ise bunların tespiti ve lazım gelen tedbirin alınması istenmiştir. Söz konusu önerge üzerine Konya hadisesine ilişkin müzakere başlamış, bu hadise kapsamında ihmali bulunanların tespit edilmesi gerektiği temelinde mesele tartışılmıştır. Görüşmeler neticesinde Mustafa Kemal Paşa’nın önerisi kabul edilmiş, Faik Bey’in de içinde bulunduğu bir grup milletvekilinin önermiş olduğu tahkikat heyeti azasının Meclisten seçilmesi talebi kabul edilmemiştir.
Faik Fikri Bey ve arkadaşlarının Konya isyanına ilişkin önerisinin reddedildiği oturumda ilginç bir gelişme yaşanmış, bir grup milletvekili tarafından Genç Milletvekili Faik Fikri Bey hakkında İzmir’in işgaline tesadüf eden dönemde Aydın Valisi Kambur İzzet ile birlikte çalışmayı kabul ederek İzmir Polis Müdürlüğü vazifesine getirilmesi ve bu görevi sırasında yapmış olduğu faaliyetlerin araştırılmasına ilişkin Meclise önerge verilmiştir. Söz konusu önergede; “Biz Aydın vilâyeti ve civar milletvekilleri güzel İzmir’imizi alçakcasına düşmana teslim eden Aydın valisi müteveffa Kambur İzzet’in polis müdürlüğünü ifa etmek üzere onunla birlikle İzmir’e gelerek hizmetini ve iştiraki mesaiyi kabul eden ve memuriyeti esnasında Bilecik milletvekili Hamdi Bey’i tevkif ve İktisat Vekili Celâl Beyi takip ve hanesini tazyik ve derdest için İzmir ve civar köylerini korkutan ve tehdit eden Fikri Bey’in Genç Milletvekili sıfatıyla Büyük Millet Meclisine katılmış olduğunu öğrenmekle çok üzüntülüyüz. Bu durumun tespit edilememiş olması nedeniyle mazbatası kabul edilmiş olan ve gerçek kimliği daha sonra ortaya çıkacak olan Faik Bey hakkında gereken muamelenin yapılmasını ve karara varılmasını istiyoruz” denilmiştir. 15 milletvekilinin imzasıyla Meclise sunulan önergeye göre Faik Fikri Bey, İzmir’i düşmana teslim eden Aydın Valisi Kambur İzzet Bey ile birlikte hareket etmiş, ayrıca görevde bulunduğu süre içinde bazı hukuksuz işlere de karışmıştır. Ancak meseleler ortaya çıkarılamadığından kendisi cezalandırılamadığı gibi milletvekili olarak Meclise girmeyi de başarmıştır. Bu önergenin okunması üzerine Çorum Milletvekili Yahya Galip Bey, Fikri Bey’e sahip çıkarak: “Fikri Bey’in İzmir’de ne suretle vazife yaptığını bilmem. Halep vilâyetinde kendisiyle iki seneden ziyade arkadaşlık ettim. Benim bildiğim Fikri Bey vazifesini kimsenin arzusuna feda eder kimse değildir. Olabilir, bu adam İzmir’e de gider, İzmir valisi olan herifin refakatinde de bulunabilir.” ifadeleriyle onu savunmuştur. Bazı milletvekilleri ise bu izahata karşı çıkmıştır. Neticede önerge, başka bir gün gizli celsede görüşülmek üzere müzakereye kapatılmıştır. Ancak bu önerge, Mecliste bir grup milletvekili nezdinde Faik Fikri Bey’in şaibeli olduğu ve suçlu olarak görüldüğünü ortaya koymuştur.
Faik Fikri Bey’in imzası bulunan önerilerden en çok ses getireni ve Mecliste ciddi bir ihtilafa ve tartışmaya neden olanı I. İnönü Zaferi’nden sonra İtilaf Devletleri’nin İstanbul Hükümeti aracılığıyla TBMM’yi Londra’da yapılacak konferansa davet etmesi nedeniyle Tevfik Paşa ile yapılan görüşmeler ve Londra Konferansı’na gönderilecek heyetin belirlenmesine ilişkin esaslara dair verdiği önergedir. Yunan Ordusu 1921 yılı başında, o sırada başlayan Çerkez Ethem isyanını da fırsat bilerek, Bursa ve Uşak bölgesinden 6 Ocak 1921 itibariyle Ankara’ya doğru taarruza geçmiş, 9 Ocak’ta İnönü mevzilerinin önüne varmıştır. 9-10 Ocak 1921’de İnönü mevzilerinde gerçekleşen ve 36 saat süren çatışmalarda Türk Ordusu Yunan ileri taarruzunu durdurmuş, Yunan kuvvetleri 11 Ocak’tan itibaren geri çekilmeye başlamıştır. Türk tarihine I. İnönü Zaferi olarak geçen bu muharebelerden sonra İtilaf Devletleri Sevr Antlaşması’nı yeniden gözden geçirmek üzere Londra’da bir konferans düzenlemeye karar vermiş, TBMM Hükümeti de bu konferansa İstanbul Hükümeti aracılığı ile davet edilmiştir. Zaferin gerçek sahibi olan TBMM Hükümetinin doğrudan muhatap kabul olunarak davet edilmemesi, bunun yerine İstanbul Hükümeti aracılığıyla davet olunması Ankara’da büyük rahatsızlık yaratmış, bu daveti TBMM Başkanı Mustafa Kemal Paşa’ya ileten Tevfik Paşa ile son derece sert yazışmalar yapılmıştır. Bu yazışmalarda milletin gerçek temsilcisinin TBMM olduğu, İstanbul’un Anadolu’ya hâkim değil tabi olması gerektiği ifade olunarak Tevfik Paşa Hükümetinden bu hususta lazım gelen adımların atılması istenmiştir. Bu görüşmeleri TBMM Başkanı sıfatıyla Mustafa Kemal Paşa ve İcra Vekilleri Heyeti, Meclis adına yürütmüş, İstanbul’dan gelen davet teklifi ve teklife verilecek cevaba ilişkin Meclise müracaat edilmemiş; daha sonra ilgili süreç ve İstanbul’a verilen cevap hakkında Meclis bilgilendirilmiştir. Bu durum, Erzurum Milletvekili Hüseyin Avni Bey’in başını çektiği, Genç Milletvekilleri Faik Fikri ve Celal Beylerin de imza koydukları önerge ile Meclis gündemine taşınmıştır. Söz konusu önergede; Heyet-i Vekile’den milleti ve memleketi doğrudan ilgilendiren konularda Meclise danışmadan iş yapmaması istenmiş, bu nedenle İstanbul ile yapılacak görüşmelerin eş zamanlı olarak Meclise danışılarak yürütülmesi ve Londra’ya gidecek olan heyetinde aynı usulle belirlenmesi önerilmiştir. Ancak bu önerge Mecliste büyük gürültülere, ciddi tartışma ve ithamlara neden olmuştur. Mustafa Kemal Paşa, önergenin okunmasının dahi yanlış olduğunu, bu durumun Heyet-i Vekile ile Meclis arasında ihtilaf olduğu görüntüsü vereceğini ifade ederek, ihtilafa neden olacak davranışlardan kaçınılmasını istemiş ise de Hüseyin Avni Bey’in ısrarlı tavrı nedeniyle tartışma derinleşmiştir. Bu durum üzerine Mustafa Kemal Paşa Mecliste “hafiye” olduğunu, yabancıların en gizli görüşmelerden bile haber aldıklarını ifade ederek her hususta Meclise müracaat etmeyi doğru bulmadığını, Meclisin iradesinin Meclis tarafından seçilmiş olan Heyeti Vekile’de olduğunu dile getirmiştir. Mecliste hafiye olduğuna ilişkin ifadeler, tartışmanın daha da sertleşmesine neden olmuş; Mustafa Kemal Paşa’dan hafiyenin kim olduğunun açıklanması istenmiştir. Bu tartışmalar Meclisteki havayı daha da gergin hale sokarken ithamlar bir “namus” meselesine dönmüş, “tabancaların patlaması” dahi söz konusu olmuştur. Bu görüşmelerde Meclisin büyük çoğunluğu Mustafa Kemal Paşa’dan yana tavır almış; önergenin okunmaması gerektiğini savunmuştur. Bu şartlarda önerge okunmuş ise de oylamaya alınmamıştır. Faik Fikri Bey ihtilafa neden olan mezkûr önergeye imza koymuş ise de önergenin görüşülmesi sırasında söz almamış, görüş beyan etmemiştir. Önerge bazı milletvekillerince, hükümete “itimatsızlık” şeklinde yorumlanınca oylama hükümete güven oylamasına dönüşmüş, yapılan oylamaya katılan milletvekillerinin tamamı hükümete “güven oyu” vermiştir.
Faik Fikri Bey’in kanun teklifi vermek suretiyle dahil olduğu en ilginç müzakerelerden biri de ziynet eşyasının ithalatının yasaklanmasına dair kanun teklifine ilişkin görüşmelerdir. Bu kanun teklifine göre “ziynet” olarak tanımlanan birçok eşyanın ithali yasaklanmış, buna dair ayrıntılı bir liste hazırlanmıştır. Bu kapsamda fes de yurda girişi yasaklanan ziynet eşyası arasında gösterilmiş ve teklif ilk aşamada Mecliste görüşülerek kabul edilmiştir. Ancak kanunun bütün olarak oylanması sürecinde bu mesele tekrar gündeme gelmiş ve birçok milletvekili “püsküllü” ya da “püskülsüz” olmasına bakılmaksızın zaruri bir ihtiyaç olan ve memlekette üretilmeyen fesin ithalinin yasak kapsamından çıkarılmasını istemiştir. Adana Milletvekili Zamir Bey fesin ziynet eşyası olmadığını, zaruret olarak ihtiyaç duyulan bir eşya olduğunu: “Memleketimizin hararetini hepimiz biliyoruz, Temmuz’da başımıza ne giyeceğiz? Şu halde fese ihtiyacımız vardır.” sözleriyle savunmuştur. Fesin Osmanlı’ya gelişine, maddi yönüne ve temsil ettiği değerlere ilişkin konuşmalardan sonra konunun çıkmaza girmesi ve kanunu bir bütün olarak tehlikeye girmesi üzerine bazı milletvekillerince fesin kanundan çıkarılması önerilirken Faik Fikri Bey bir önerge vererek ilgili kanunun görüşmeleri sırasında men-i ithali kabul edilen fes hakkında tekrar müzakere etmenin doğru olmadığını, artık kanunun diğer maddelerine geçilmesini önermiştir. Neticede Mecliste fesin kanun maddesinden çıkarılmasına karar verilmiştir.
Faik Fikri Bey’in imzasının bulunduğu bir başka öneri; Türk Ordusu’nun istiklal mücadelesini zaferle neticelendirmesiyle birlikte düşman işgalinden kurtulmuş olan Bursa halkının Meclis üyelerini Bursa’ya davet etmeleri üzerine bu davete icabet edilmesi gerektiğini teklif eden önergedir. Türk milleti, Mustafa Kemal Paşa’nın önderliğinde 19 Mayıs 1919’da başlattığı istiklal ve istikbal mücadelesini 3 yıl süren çetin bir mücadelenin ardından zaferle taçlandırmış, 9 Eylül 1922’de Yunan unsurlarını İzmir’den “denize dökmek” suretiyle yurdu işgalden kurtarmayı başarmıştır. Bu süreçte Bursalılar, Meclise başvurarak, vatan topraklarının düşman işgalinden temizlenmesi münasebetiyle milletvekillerini şehirlerine davet etmişler; bu davet talebi Mecliste ele alınmıştır. Bazı milletvekilleri, davete icabet edilmesi gerektiğini ifade ederken bazıları ise bu seyahatin Meclisin çalışmalarını sekteye uğratacağından bahisle, mühim bir zamanda Meclisin topluca bu davete icabetinin mahzurlu olacağı görüşünü savunmuştur. Bu kapsamda Faik Fikri Bey bir grup milletvekili ile birlikte Meclise bir önerge vererek “milletimizin büyük mücahedesinde rehberi olan Meclisimizin kurtarılan yurtlarımızı yakından görmek ve zulme uğrayan halkımızla temas ederek dertlerimizi anlamak için Eskişehir’den ve Bursa’dan başlayarak düşmandan kurtarılmış şehirlerimizin başlıcalarında tarihi celseler akdetmek üzere İzmir ve Adana’ya kadar gidip gelinmesini” teklif ederek düşman işgalinden kurtulan vatan topraklarının sevinçlerine ortak olunmasını istemişlerdir.
Faik Fikri Bey, Lozan Konferansı’nın birinci döneminde İtilaf Devletleri tarafından Türk heyetine nihai barış için önerilmiş olan şartların kesin olarak reddedilmesi gerektiğini savunan milletvekillerinden birisi olmuştur. İstiklal mücadelesinin zaferle taçlanmasının ardından Türkiye ile İtilaf Devletleri arasında imzalanan Mudanya Mütarekesi ile ateşkes sağlanmış, ardından nihai barış şartları için taraflar 1922 yılı Kasım ayının sonlarına doğru İsviçre’nin Lozan şehrinde bir araya gelmiştir. Lozan Konferansı’nda bazı konularda iki taraf arasındaki görüşmelerde ilerleme kaydedilemeyince 4 Şubat 1923’te görüşmeler yarıda kesilmiş, bu sırada komisyon tarafından Türk heyetine bir barış tasarısı verilmiştir. Egemenlik hakları ile bağdaşmayan bu tasarıya karşı Saruhan Milletvekili Reşat Bey’in öncülüğünde Faik Fikri Bey’in de imzasının bulunduğu birçok milletvekilinin desteğiyle Meclise barış şartlarının reddedilmesini talep eden bir önerge verilmiş; hararetli tartışmaların ardından söz konusu önerge Mecliste kabul edilerek barış şartları reddedilmiştir.
Mecliste görev yaptığı süre içinde ayrıca “Kulp-Muş Şosesiyle Bir Köprünün Tamirine Dair” bir önerge ile “Diyarbekir Eski Jandarma Alay Kumandanı Kaymakam Sıdkı Bey Hakkında” bir temenni önergesi veren Faik Fikri Bey, Mecliste İçişleri, İrşad, malî kanunlar ve PTT Komisyonlarında çalışmış; 21 Ekim 1922’de düşmandan kurtarılan bölge halkının durumu tespit etmek için kurulan Komisyonda görev almıştır. Bu dönemde Meclisin çalışma şekline ilişkin, usule dair, çalışmalarda da yer almış, katkı sunmuştur. Nisab-ı Müzakere Kanunu’na ilişkin değişiklik önergesi bu kapsamda önemlidir. Nisab-ı Müzakere Kanunu ile Mecliste yasama faaliyetinde bulunabilmesi için “nisab-ı ekseriyet” sayısı 86 olarak belirlenmiş, herhangi bir işlemin yapılabilmesi için 86 milletvekilinin oylamaya iştirak etmesi zorunlu kılınmıştır. Meclisin çoğu oturumunda bu sayıya ulaşılamadığı için yoklama yapılmış, yeter sayısına ulaşılamayan durumlarda usule ilişkin çeşitli tartışmalar yapılmıştır. Faik Fikri Bey bir grup milletvekili ile Nisab-ı Müzakere kanununda bazı değişiklikler yapılmasını öngören bir önerge hazırlayarak Meclis başkanlığına sunmuş ise de söz konusu önerge kabul edilmemiştir. Benzer şekilde Faik Fikri Bey’in 75 milletvekili ile birlikte imzasının bulunduğu, Meclisin çalışma şeklini düzenleyen “Heyeti Umumiye İçtimainin Dört Ay Olmasına ve Saireye Dair Kanun Teklifi” de ülkenin içinde bulunduğu şartların hassasiyeti ve taleplerin Kanuni Esasiye aykırı olduğu gerekçesiyle reddedilmiştir.
Faik Fikri Bey’in milletvekilliği, TBMM’nin I. Dönem çalışmalarının nihayete erdiği Nisan 1923 itibariyle sonlanmıştır. TBMM, 1 Nisan 1923’te seçimlerin yenilenmesine karar vererek 16 Nisan 1923’te çalışmalarını sona erdirmiş, böylece Faik Fikri Bey’in milletvekilliği de noktalanmıştır. Milletvekilliği sona erince İstanbul’a yerleşen Faik Fikri Bey, 1 Ocak 1925’te Şehremaneti (Büyük Şehir Belediyesi) Müfettişliğine atanmış iki yıl kadar bu vazifesini sürdürdükten sonra, 30 Nisan 1927’de, bu görevden istifa ederek İçki İnhisarına Müfettiş olmuştur. Bu görevini yürütmekteyken 24 Eylül 1932’de Ankara, 15 Temmuz 1937’de Edirne Başmüdürlüğüne getirilmiş; 29 Mayıs 1939’da ise Merkez Şube Müdürlüğüne atanmıştır. 1927 yılında başladığı inhisarlar idaresindeki görevinde 15 yıl içinde önemli vazifeler üstlendikten sonra 8 Nisan 1942’de İstanbul Başmüdürü olmuştur. 10 Haziran 1946’da bu vazifeden emekliye ayrılmıştır. Bu yıllarda ülkede yaşanan ekonomik sıkıntılardan o da ziyadesiyle etkilenmiş, bu süreçte birçok milletvekili gibi TBMM’den mali yardım talebinde bulunmuş; talebi Meclis tarafından kabul görmüştür. Faik Fikri Bey, bazı kaynaklara göre iki bazı kaynaklara göre ise evli ve üç çocuk babasıdır, 22 Ekim 1956’da İstanbul’da ölmüştür.
İbrahim TAVUKÇU
KAYNAKÇA
Arşiv Kaynakları
- Cumhurbaşkanlığı Devlet Arşivleri Başkanlığı Osmanlı Arşivi (BOA).
DH.EUM.THR, 19-20, DH.EUM.MEM, 26-60; DH.EUM.MEM, 69-39; DH.EUM.MEM, 48-47; DH.EUM.MH, 64-45.
Resmi Yayınlar
Türkiye Büyük Millet Meclisi Zabıt Ceridesi, Devre I, İçtima 15, C I, TBMM Matbaası, Ankara, 1959.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Zabıt Ceridesi, Devre I, İçtima 16, C I, TBMM Matbaası, Ankara, 1959.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Zabıt Ceridesi, Devre I, İçtima 18, C I, TBMM Matbaası, Ankara, 1959.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Zabıt Ceridesi, Devre I, İçtima 30, C I, TBMM Matbaası, Ankara, 1959.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Zabıt Ceridesi, Devre I, İçtima 19, C 2, TBMM Basımevi, Ankara, 1981.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Zabıt Ceridesi, Devre I, İçtima 36, C 2, TBMM Basımevi, Ankara, 1981.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Zabıt Ceridesi, Devre I, İçtima 43, C 3, TBMM Basımevi, Ankara, 1981.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Zabıt Ceridesi, Devre I, İçtima 51, C 3, TBMM Basımevi, Ankara, 1981.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Zabıt Ceridesi, Devre I, İçtima 52, C 3, TBMM Basımevi, Ankara, 1981.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Zabıt Ceridesi, Devre I, İçtima 58, C 3, TBMM Basımevi, Ankara, 1981.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Zabıt Ceridesi, Devre I, İçtima 100, C 5, TBMM Basımevi, Ankara, 1981.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Zabıt Ceridesi, Devre I, İçtima 102, C 6, TBMM Basımevi, Ankara,1943.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Zabıt Ceridesi, Devre I, İçtima 111, C 6, TBMM Basımevi, Ankara,1943.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Zabıt Ceridesi, Devre I, İçtima 121, C 7, TBMM Matbaası, Ankara,1944.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Zabıt Ceridesi, Devre I, İçtima 141, C. 8, TBMM Matbaası, Ankara,1945.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Zabıt Ceridesi, Devre I, İçtima 145, C 8, TBMM Matbaası, Ankara,1945.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Zabıt Ceridesi, Devre I, İçtima 148, C 8, TBMM Matbaası, Ankara, 1945.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Zabıt Ceridesi, Devre I, İçtima 152, C 8, TBMM Matbaası, Ankara, 1945.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Zabıt Ceridesi, Devre I, İçtima 9, C 9, TBMM Matbaası, Ankara,1954.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Zabıt Ceridesi, Devre I, İçtima 12, C 9, TBMM Matbaası, Ankara,1954.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Zabıt Ceridesi, Devre I, İçtima 15, C 9, TBMM Matbaası, Ankara,1954.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Zabıt Ceridesi, Devre I, İçtima 16, C 9, TBMM Matbaası, Ankara,1954.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Zabıt Ceridesi, Devre I, İçtima 17, C 9, TBMM Matbaası, Ankara, 1954.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Zabıt Ceridesi, Devre I, İçtima 26, C 10, TBMM Matbaası, Ankara,1958.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Zabıt Ceridesi, Devre I, İçtima 150, C 16, TBMM Matbaası, Ankara,1958.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Zabıt Ceridesi, Devre I, İçtima 40, C 19, TBMM Basımevi, Ankara, 1959.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Zabıt Ceridesi, Devre I, İçtima 188, C 27, TBMM Basımevi, Ankara, 1960.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Gizli Celse Zabıtları, Devre I, İçtima 107, C 3, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, Ankara 1985.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Gizli Celse Zabıtları, Devre I, İçtima 119, C 3, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, Ankara 1985.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Gizli Celse Zabıtları, Devre I, İçtima 6, C 4, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, Ankara 1985.
Telif-Tetkik Eserler
Birinci Dönem Meclis Albümü 1920-1923, TBMM Basımevi, Ankara 2022.
ÇOKER, Fahri, Türk Parlamento Tarihi Millî Mücadele ve TBMM I. Dönem (1919-1923), C. 3, Türkiye Büyük Millet Meclisi Vakfı Yayınları, Ankara 1995.
DEMİREL, Ahmet, Birinci Mecliste Muhalefet: İkinci Grup, İletişim Yayınları, İstanbul 1995.
DEMİREL, Ahmet, İlk Meclisin Vekilleri: Millî Mücadele Döneminde Seçimler, İletişim Yayınları, İstanbul 2010.
DİNÇER, Burhan, “Birinci Meclis’te Genç Milletvekilleri ve Meclis Faaliyetleri (1920-1923)”, Bingöl Araştırmaları Dergisi, S 19, 2023, s. 37-60.
ERDEHA, Kâmil, Millî Mücadele’de Vilayetler ve Valiler, Remzi Kitabevi, İstanbul, 1975.
Genelkurmay Harp Tarihi Başkanlığı, İstiklal Harbi’nde Ayaklanmalar 1919-1921, C VI, Genelkurmay Basımevi, Ankara 1974.
İçişleri Bakanlığı, “Atatürk ve İdare”, Türk İdare Dergisi, Cumhuriyetimizin 60. Yıl Dönümü Özel Sayısı, Ekim 1963, s. 1-298.
KESKİN, Nuray, Devletin Toprak Üzerinde Örgütlenmesi: Türkiye’de İllerin Yönetimi, Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Doktora Tezi, Ankara 2007.
ÖZKÖKELİ, Hakan, I. Dönem Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde Polis Kökenli Milletvekilleri, Afyon Kocatepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yüksek Lisans Tezi, Afyon 2010.
TAVUKÇU, İbrahim, “Millî Mücadele Döneminde TBMM Hükümetlerinin İdari Taksimat Alanında Yaptığı Düzenlemeler”, Tarih ve Gelecek Dergisi, 6/2 (Haziran 2020), s. 721-758.
TAVUKÇU, İbrahim, Askeri, Siyasi ve Sosyal Yönleriyle Millî Mücadele’de İnönü Muharebeleri, Sonçağ Yayınları, Ankara 2022.
TBMM Albümü 1920-2010, C 1, TBMM Basın ve Halkla İlişkiler Müdürlüğü Yayınları, Ankara 2010.
TBMM I. Dönem Albüm, TBMM 25. Yıl Dönümü Anış, TBMM Basımevi, Ankara 1945.
YUCA, İrşad Sami, “I. TBMM’nin Yardıma Muhtaç Milletvekilleri Meselesi”, Uluslararası Sosyal Araştırmalar Dergisi, S 42, 2016, s. 831-845.
ZEKİ, Onur, Birinci Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde Bağımsız Mebuslar ve Yasama Çalışmaları (1920-1923), Hacettepe Üniversitesi Atatürk İlkeleri ve İnkılâp Tarihi Enstitüsü, Yüksek Lisans Tezi, Ankara 2018.
Elektronik Kaynaklar
Faik Fikri Bey’in Seçim Mazbatası
https://cdn.tbmm.gov.tr/TbmmWeb/eYayin/GAZETELER/WEB/MAZBATALAR/TBMM/d01/SM_182_1_1.pdf (Erişim tarihi: 17.06.2024)
19/01/2025 tarihinde https://ataturkansiklopedisi.gov.tr/bilgi/faik-fikri-bey-gungoren-1884-1956/ adresinden erişilmiştir